Abdullah Zühdî Efendi

(ö. 1879) Mescid-i Nebevî’nin yazılarını yazan Osmanlı hattatı.

Sahâbeden Temîm ed-Dârî’nin soyundan geldiğini kabul eden, bunu bazan imzalannda da belirten Abdullah Zühdi Efendi, muhtemelen Şam’ da doğdu: bir müddet Kütahya’da oturduktan sonar ailesiyle birlikte İstanbul’a geldi. Önce Eyüplü Râşid Efendi’den (ö . 1875) hat meşketti. Fakat asıl üstadı Kazasker Mustafa İzzet Efendi oldu. Zühdi Efendi ondan aldığı dersler sonunda sülüs-nesih yazılarını “Kazasker vadisinde” en mükemmel yazanlardan biri haline geldi. Nuruosmaniye camii’ndeki yazı meşkhanesinde ve Mühendishâne-i Berrî-i Hümayun’da hat ve resim hocaIığı yaptı. Yazdığı celî hat numunesini diğer hattatlann yazıları arasından beğenen ve kendisi de hattat olan Sultan Abdülmecid. Abdullah Zühdi’yi Medine’de Mescid-i Nebevî’nin yazılarını yazmaya memur etti. Zühdi Efendi uzun yıllar Medine’de kalarak Mescid-i Nebevî’nin gerek kubbe kasnaklarına, gerekse duvarlarına kuşak halinde celî-sülüsle âyetler yazdı. Hala yerinde duran bu yazılar uzunluk ölçüsüne vurulursa, Zühdi Efendi kadar fazla celî-sülüs yazmış olan bir başka hattatın bulunmadığı görülür. Kendisi aynı zamanda ressam olduğundan ‘celî-sülüsün girift istiflerine çok önem vermiş, böylece sanatkârane terkipler meydana getirmiştir.

Fakat istif endişesiyle harflerin teşrifatına (üstüste bindirilmesindeki sıra) riayet etmediği için, yazdığı ayetler güçlükle okunabilmektedir. Abdullah Zühdi Efendi daha sonar Mısır’ a yerleşti ve kendisine ‘’Mısır hattatı” unvanı verildi. Orada banknot klişelerinin hatlarını , resmi daireler için değişik yazılar ve cami levhaları yazdı. Son günlerini mekteplerdeki yazı derslerine nezaret etmekle geçirdi. Kahire’de vefat eden Zühdi Efendi’nin XIX. yüzyılda hat sanatının Mısır’da yayılıp sevilmesi hususunda büyük gayretleri olmuştur.

BİBLİYOGRAFYA:
İbnülemin. Son Hattatlar, İstanbul 1970, s. 15·19; Hattat Necmeddin Okyay”ın neşre hazır Hâtırât’ı (U . Derman Özel Kütüphanesi). 

Müellif: M. Uğur Derman

 

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1988 yılında İstanbul’da basılan 1. cildinde, 147 numaralı sayfada yer almıştır.

X